Son güncellenme :14.09.2021 14:39

Anasayfa > Genel, Gündem > Kavuşma Zamanı

14.09.2021 Sal, 14:39

Haberlerde dinlediğimiz, diğer ülkeler hakkında yorum yaptığımız pandemi, okulların 2.
Döneminin başında bizleri de vurdu.İlk açıklama Sağlık Bakanımız tarafından gece saatlerinde
yapılmış; İstanbul’da bir kişide corona virüsünün görüldüğünü ve temaslı kişilerin
karantinaya alındığını dile getirilmişti. Ülkede kaos dönemi başlamıştı. Milli Eğitim Bakan’ımız
iki haftalık okulları kapatma kararı aldıklarını söylemişti ama eğitim camiası bunun uzun
süreceğini biliyordu. Öğrencilerimiz ara verildiği için okuldan güle oynaya çıkmışlardı. Yüz
yüze eğitime hasret kalacağımızı henüz idrak edememişlerdi.
Bir türlü düzene oturamayan eğitim sistemimiz tabi ki online süreçten de oldukça
etkilendi. Özel kurumlar kısa bir süre sonra alt yapısı oluşturup; öğretime devam etti. Ama
devlet kurumları teknik yapı eksikliğinden dolayı derin boşluklar oluşturdu. Öğretmenler,
zooma,,Google meetinge ve interaktif kitaplara öğrenme çabasına göre hakim oldular.
‘Teknolojiyle aram iyi değil; bunu anlamak zorunda mıyım’ diyen bir kesim ise öğrencilerin
daha fazla eğitimden uzaklaşmasına sebep oldu.
Pandemi hayatımıza ilk defa girmişti; süreci yönetmek tabi ki kolay değildi ama eğitim gibi
hassas bir sistem daha planlı yürütüle bilinirdi. Gerçek tablo en başından paylaşıla bilinir ve
açılma-kapanma süreci net bir şekilde dile getirile bilinirdi. Anlık kararlar yerine uzun vadeli
planlar göz önüne alınarak; eğitim ve öğretimin ne kadar ciddi ve hassas bir konu olduğu
vurgulana bilinirdi. Meslek hayatım boyunca her şeyi eleştirmek yerine; çözüm odaklı
çalışmayı kendime hep ilke edindim. Ama bu süreçteki anlık karar bizi o kadar yordu ki;
eleştiri yapmamak elimde değil. Bir açılıp bir kapanan okullar; öğrenci-veli inisiyatifine
bırakılan yazılılar, evde bunalan ergenler, online sürece odaklanamayan çocuklar, ev telaşıyla
dersini anlatmaya çalışan öğretmenler, bilgisayarın başına çocuğunu zorla oturtturan
ebeyvler ve sokağa çıkma yasağında odasına hapsolan bir kuşak…
Bu zorlu dönemin hakkını veren öğretmenler bile eleştire yağmuruna maruz kaldı. Hem
dersini anlatan hem etüt yapan hem de öğrencilerin hangi saat olursa olsun sorularını
cevaplayan öğretmenlerin emekleri maalesef göz ardı edildi. Sadece yazılı evraklarda kalan
covid önlemleri öğretmenlerin yaşamlarını daha da zorlaştırdı. Tabi ki kayıplar yaşandı.
Velhasıl online süreç (şimdilik karar ) yerini yüz yüze eğitime bırakıyor. Aşıyla birlikte
tedbirli özgürleşme geliyor. Okulların bir daha kapanmasının gündem olmayacağı söyleniyor.
Pandemi çocukları okullarına kavuşuyor.
Bir dönem öğrencisiz okulda online eğitimi sürdüren öğretmenler, yani bizler hasretle
onları bekliyoruz. Onların gözlerinin içine bakarak ders anlatmayı, mesleğimizi iliklerimize
kadar hissetmeyi çok özledik.
Okul bahçesinde öğrencilerimin seslerini, kantinde kahkahalarını, derste fısıldaşmalarını,
konuyu anlamadıklarını yüzlerinden algılamayı, ‘hocam ’diye seslenmelerini, teneffüs
aralarında onlarla sohbet etmeyi, yeni çıkan şarkıları koridorda mırıldanmalarını, ‘okul
kıyafeti mi üstündeki ?’sorusunu oflayarak cevaplamalarını, sınav zamanında yüzlerindeki
kaygıyı, günaydınlarıyla ayılmayı, tören öncesi heyecanlanmalarını yeniden yaşayacağım için
sabırsızlanıyorum.

Okulun her köşesi onlarla anlamlı ve onlarla güzel. Şimdi kavuşma zamanı… Hasret
kaldığımız her şeyi yeniden yaşama zamanı. Heybemizde yeni anılar biriktirme zamanı.

YORUMLAR

Toplam 0 yorum bulunmaktadır.