Son güncellenme :28.04.2020 14:08

Anasayfa > Genel, Gündem, Sağlık > KOVİD 19 TEDAVİSİNE GAÜN DAMGASI

28.04.2020 Sal, 14:08

Gaziantep Üniversitesi’nin bir ay önce gündeme getirdiği Patojenlerden arındırılmış İmmün
Plazma Sistemi Ankara ve İstanbul’da uygulanmaya başlandı

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür’ün 28 Mart’ta KOVİD 19 Tedavisi’nde etkin
tedavi yöntemlerinden birisi olarak kamuoyuyla paylaştığı Patojenlerden Arındırılmış İmmün
Plazma Yöntemi ile tedavinin uygulanmasına Ankara ve İstanbul’da başlandı.
Uygulama ile ilgili olarak GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ile birlikte online olarak ortak bir
basın toplantısı düzenleyen Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Gaziantep
Üniversitesi’nin büyük bir fedakarlık örneği göstererek, kendi bünyesinde kurulacak sistemi,
daha çok insanın yararlanabilmesi için kamu yararı adına Kızılay ile işbirliği yaparak Ankara
ve İstanbul’da kurduğunu vurguladı. Türkiye’de şu ana kadar binin üzerinde hastaya plazma
ulaştırıldığını, halen bin 60 hastanın ise tedavi için plazma beklediğini vurgulayan Dr. Kınık,
“Bu çerçevede özelikle bundan önce bine aşkın hastamıza ulaşan plazma, bundan sonra da
aynı hızla daha da güvenli bir şekilde ulaştırılacaktır. 14 ilde bu anlamda topladığımız İmmün
plazmalar, 38 ildeki ihtiyaç sahibi olan bine aşkın vatandaşımıza ulaştırılmıştır. Bundan
sonraki süreçte de değerli bağışçılarımızın özelikle KOVİD 19 rahatsızlığını atlatmış olan ve
üzerinden 14 gün geçmiş olan 18-60 yaş arası 50 kg üzerinde gebe kalmamış kadınlar, kan
bağışında mahsuru bulunmayan vatandaşlarımızın plazma bağışları çok önemli. Kullanılan
metotlarımızı ve klinik yaygınlığı itibariyle de Dünya’da en geniş immün plazma bileşeni
kullanan ülkelerden biri olduğumuzu da söyleyebilirim. Özelikle mortalite ve morbidite yani
hastalanma ve ölüm oranları açısından da olumlu anlamda etki ettiğini zaten istatistiklerden
de bu görüyoruz. Dünya’nın en güvenli sistemleri ile hizmet sunuyoruz.”
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ’NE TEŞEKKÜR EDİYORUM
İmmün Plazma Tedavi Yöntemi’nin, plazmanın daha güvenilir bir hale getirilmesi ve
hastalarda oluşabilecek komplikasyonların en aza indirilmesi için patojenlerden varındırılması
gerektiğini kaydeden Kızılay Genel Başkanı Dr. Kınık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya ile
beraber bu anlamda çalışmalarını başlatan Gaziantep Üniversite’mize teşekkür etmek
istiyorum. Çünkü, kendi vizyonlarıyla beraber kendi kapasiteleri için ayırmış oldukları
cihazları, kendi bünyelerindeki kapasitelerin çok daha üstüne hizmet edebileceklerini
düşündükleri için feda anlayışıyla İstanbul ve Ankara’daki Kızılay merkezlerine kurdular. Biz
de değer katan çözüm ortağımız olarak hem ilgili firma, hem de Gaziantep Üniversitemizin bu
anlamdaki çalışmalarıyla beraber süreci daha güvenilir hale getireceğiz.”
SÖZÜMÜZÜ TUTTUK
Yaklaşık bir ay önce 28 Martta KOVİD-19 ile mücadelede patojenden arındırılmış İmmün
Plazma yöntemini gündeme taşıdıklarını vurgulayan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, sistemi
Nisan Ayı sonuna kadar işler duruma getirecekleri sözünü verdiklerini belirterek şöyle devam
etti: “Şu anda sözümüzü tutmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Şunu gördük. Özellikle,
Gaziantep’te KOVİD 19 hastalığı geç başladı. Bu bizim açımızdan bir yandan sevindirici.
Ancak, tedavide donörler çok çok önemli. Biz, Gaziantep’te şimdilik 200 tane vaka için
uğraşacağımıza, bütün Türkiye’de yaklaşık 10 binlerin üzerinde plazma bekleyen vakalara bu
imkanı sunmanın kamu yararı açısından daha önemli olduğunu düşündük. Özelikle Sağlık

Bakanlığı’mızın Kan ve Kan Ürünleri Daire Başkanlığı’nın bizi yönlendirmesi ve Kızılay’ımızın
talebi üzerine fedakarlık yaparak bu önemli projemizi vakaların ve yoğun bakımda tedavi
bekleyenlerin en çok görüldüğü İstanbul ve Ankara’ya taşıdık. Çünkü bu amansız hastalıkla
mücadelede topyekûn bir seferberlik ve kaynaklarımızı en etkin ve en doğru şekilde
kullanmamız gerekiyordu. Gaziantep’te az sayıda hastaya uygulamaktansa, bu büyük projeyi
bütün Türkiye’ye yayalım istedik ve Kızılay’ın talebi doğrultusunda protokol imzaladık. Peki
biz bu projede neyi amaçladık? Farkı neydi? İmmün Plazma’nın KOVİD 19 tedavisinde
kullanımı artık ülkemizde ve dünyada kabul görmüş durumdadır. Bilim Kurulumuz başta
olmak üzere hemen tüm kurumlar İmmün Plazma’nın hastalığın tedavisi açısından önemli bir
alternatif olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak, bu yapılırken 3 soruya cevap verilmelidir.
Birincisi bu plazmalar patojenler, mikroplar, diğer zararlı maddeler açsısından güvenli mi?
İşte bizim getirmiş olduğumuz Kızılay için Ankara ve İstanbul’da kurmuş olduğumuz
Riboflavin (Vitamin B2) ile kombine edilmiş ışınlama sistemi Türkiye’deki ilk ve tek
teknolojidir. Bu sitemle güvenli bir şekilde plazmayı patojenlerden arındırıyoruz. Bu büyük bir
avantaj. İkinci avantaj, özelikle bu patojenlerden arındırma sisteminin etkili bir şekilde
yapıldığını kanıtlayan çok sayıda bilimsel çalışma bulunması ve Kovid hastalarında da
güvenle kullanılabilmesidir. Özelikle bu hastalıkta akciğer solunum kapasitesinin azalmasına
bağlı olarak akut solunum sıkıntısı nedeniyle hastalarımızı yoğun bakım ünitelerinde
kaybediyoruz. Bunun da en önemli sebeplerinin başında çok sayıda inflamasyon yapıcı
Sitokinlerin fırtınası dediğimiz patojenlerin iltihaplanmayı başlatıcı ve devam ettirici süreçteki
rolü gelmektedir. Sitokin fırtınasının engellenerek inflmasyonun baskılanması bu sistemin
üçüncü önemli avantajıdır. Ayrıca lökositler başta olmak üzere alerjik reaksiyonlara sebep
olan hücreleri de etkisiz hale getirebilmesi de diğer önemli bir avantajıdır. Tüm bu işlemler
toplam 7 dakika sürmektedir. Böylece bu kadar avantaja sahip olan bu sistem ile
hastalarımıza daha güvenli, hızlı ve etkin bir yöntem ile destek veriyoruz. Türkiye’ye getirip
kullanıma sunduğumuz bu sistem Türkiye’nin ihtiyacı olan bir sistemdi. Kızılayımız, ülkemizin
en büyük donör ve kan bağışı alan yetkili kurumumuzdur. İzden bu sistemleri hasta
yoğunluğu olan Ankara ve İstanbula’a kurmamızı talep ettiler ve bizde protokol imzalayarak
kamu yararı adına sistemlerimizi bu iki şehire kurduk ve işlemeye devam ediyor. Biz
protokole aracılık etikleri için Sağlık Bakanlığımıza, destekleri için Sayın
Cumhurbaşkanımıza, Kızılay Genel Başkanımıza ve Türk Milleti’ne çok teşekkür ediyoruz.”
İYİLEŞEN HASTALARA ÇAĞRI
Açıklamasının devamında Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünya’nın en güvenilir sisteminin
Türkiye’de kurulmasını sağladığını, iyileşen hastaların da vatandaşlık görevlerini yaparak
bağışta bulunarak, bu hastalıktan kurtulmak için çırpınan insanlara yardımcı olmaları için kan
bağışında bulunmaları gerektiğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Ali Gür, sözlerini şöyle devam
ettirdi: “Donörlere ihtiyacımız var. İyileşmiş olan hastalarımız lütfen bu konuda fedakârlık
yapsınlar ve hep birlikte yoğun bakımdaki kritik hasatlarımıza fayda verelim diyoruz. Bu
sistemi 4 ay önce yani KOVİD 19 salgını başlamadan Türkiye’ye getirmeyi planlamıştık.
KOVİD 19 da bunu hızlandırıcı bir sebep oldu. Dolaysıyla Türkiye bu konuda çok kaliteli
teknolojik bir alt yapıya sahip oldu. ve Türkiye, Dünyanın en güvenilir plazma arındırma
sistemlerini kullanıyor. Türkiye sağlık açısında dünyaya öncül olduğu gibi, bununla da aynı
şeyi yaptı. Katkı sağlayan herkese çok teşekkür ederim.”
ETKİN, GÜVENLİ HIZLI BİR SİSTEM
Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran GAÜN Rektörü Gür, bu projenin diğer
yöntemlerden farklı yönlerini ifade ederken, “Bu sistem daha etkin, daha güvenilir ve daha
hızlı. B2 Vitaminiyle arındırıldığı için zararı yok. Diğer sistemlerde plazmanın kullanılabilir
hale gelmesi için uzun saatler boyunca işlem yapılması gerekirken bizim sistemimizde
sadece 7 dakikada arındırma yapıyor. Bu nedenle çok daha hızlı, etkin ve güvenilir. Özellikle,
bu sistemden geçirilen plazma patojenlerden, lökositlerden ve sitokinlerden arındırılmış
olduğu için yoğun bakımda yatan hastalarda rahatlıkla kullanılabiliyor. Bu 3 açıdan sistem
Türkiye’nin en önemli yeniliği” dedi. Gür, bir başka gazetecinin sistemle ilgili çalışmaların
yaklaşık 4 ay önce başlamasıyla ilgili tesadüfe yönelik soruyu cevaplandırırken de, “Biz

Gaziantep Üniversitesi’nde Radyoaktif ilaç Üretim Merkezi kurmak üzere Sanayi Bakanımızın
büyük desteği ile büyük bir proje aldık. Bu projeyi hayata geçirirken yanına yeni projeler
eklemeyi de planlıyorduk. Bu arada dünyada en güvenli, en hızlı, en etkin arındırılmış
plazmayı nasıl elde edebileceğimiz üzerine çalışıyorduk. Bu konudaki bilimsel araştırmaları
inceledikten sora Japonya’da bir sistemin çok etkin, farklı ve güvenilir olduğunu gördük ve bu
sistemi, Türkiye’ye getirmek üzere, münhasırlık haklarını da alarak anlaşmalar yaptık. Tam
da bu süreçteyken KOVİD 19 salgını başladı. Biz de bunun üzerine ülkemizde ilk defa
COVID19 tedavisinde güvenli, patojenlerden arındırılmış immün plazma tedavisinin
uygulanabileceğini gündeme getirdik. Böylece bizim başlangıç projemizle COVİD
mücadelesindeki plazma tedavisi ihtiyacı birbirini tamamlamış oldu. Biz bu iki çok net
fotoğrafı birleştirerek sistemi hızlı bir şekilde Türkiye’ye getirmeye karar verdik. Sistem,
Japonya menşeili bir ürün ve şu anda Dünya’da yaklaşık 20 ülke ile birlikte Kızılay’da dünya
ile eş zamanlı olarak kullanıyor. Bizim sistemimizde Türkiye’de Kızılay tarafında kullanılan
ışınlama sistemine ilaveten güvenliği maksimuma çıkartan, lökosit ve sitokinleri temizleyen
Riboflavin sistemi bulunmaktadır. Riboflavin, B2 vitamini olduğu için vücuda da zarar
vermiyor. Bu sistemle elde edilecek plazmalar daha güvenli ve etkin olacaktır. KOVİD 19’dan
sonra da bu sistem patojenlerle ilgili diğer hastalıklar konusunda da kullanılabilecektir.
Ayrıca, organ nakilleri başta olmak üzere herhangi bir şekilde en güvenilir plazma arandığı
zaman önemli bir kaynak olacak. Gaziantep Üniversite’nin yaşama geçirmek istediği bu proje
COVID salgını ile buluşunca puzzle parçaları yerine oturmuş oldu. Normal şartlarda bir
hastadan 600 mililitre plazma alabiliyoruz. Hastadan ayda 3 defa 600 mililitre plazma
alabiliriz. Ancak, bu almış olduğumuz plazmaları bizim sistemimizde Ribofilavinle birlikte
ışınlayarak arındırıyoruz ve 200 mililitreye dönüştürüp 3 paket plazma haline getiriyoruz.
Daha sonra istersek bunları 3 tane 200 mililitre olarak aynı hastaya, ya da hastanın
durumuna göre 200 mililitrelik paketleri üç ayrı hastanın tedavisinde kullanabiliyoruz.”

YORUMLAR

Toplam 0 yorum bulunmaktadır.